28 Eylül 2009 Pazartesi

Sakız

SAKIZ

Kurudu... kimisi kurudu.. unutuldu , küfredilmedi ama..
Kimisinin çiğnediği sakız bu dediğim , sıcak asfalta tükürdü Hamdi..
eridi.. ayaklar altına serildi..gelen bastı küfretti..
geçen bastı küfretti.


görenler yaşayamadı.. bilmedi..
aşık olmadı ki..
ayıpladılar bazen.. sana yakıştıramadım be hocam , dediler..
çiğnendi o sakız dedi kimisi
bilemedi ki.
bilemedi ki sakız çiğnenmedi.. çiğ di daha.. ham dı..
bilmiyordu belki..belki istiyordu.. o da candı..
peki ya ben dedim? ben .. ya ben..?
sen bilir misin o asır olan saniyelerde.. kumandanın tuşları sonsuz dahi olsa!
her kanalda boşluk vardı.. geçmezdi zaman.. gelmezdi sabah !
düşünürdün.. unutamazdın.. düşünmeyi unutamazdın ki onu unutasın

ve itiraflar gelirdi ardı ardına.. özürler.. beklentiler ve hala , hala naz yapardı
genlerinde var senin ey kadın!
yapında var senin çektirmek , naz adın!
son.. olsun.. sakız çok bayatladı diye , son bir kez bari göreyim istedim..
son bir kez yahu?
hala naz mı yaparsın !
çok kez görmek isterdim de.. çok isterdim de tepkiler gelirdi..
ben.. lafa gelince çevreyi önemseyemeyen!
heheeyt.. nerde be? nerde.. o gurur var ya..
o gurur bayat sakız..
aşk la kavga mı edersin hep?
yapmasan olmaz mı bunu, çektirmesen olmaz mı?
unutursun be kadın. boşver.

Maddelerle seks

  • Annemin okuluna gittim , görev yaptığı binaya , kapıdaki o gözcü öğrenci tipi (bu görevi kendine niye benimsiyosa artık ) "utku abi gelldii" dedi.. çığlıklar falan . bok var sanki.ben geldim lan alt tarafı.Neyse oturdum öğretmen koltuğuna insanları izliyorum , sayma sayıları ve doğal sayıların arasındaki farkı öğrendik bugün. ben de öğrendim sanırım.. birinde 0 yok dierğinde 1 var.. ya da onun gibi bişiydi.
  • O değil de. sınıfa girdim insanlar defterlerini çıkarıcaklar annemin emri üzerine.. en önde oturan çocuk , yüzü bere yara içinde , toprak kokan insan diyorum ben böyle güzel insanlara. "İlk matematik defterimi sen varken getirdim utku abi " dedi. güldüm önce..hehe dedim , sonra birden buruklaştı içim.. güzün hüznü aldü yüzümü..
  • Güzün hüznü dyince bak.. gülşahtan ayrıldım.. 2 satır önce sevdiğimi söyledim.
    şimdi ayrıldık.. zorluca koptuk falan.. burdan anlayabilceğiniz üzre..

    boştayım. saygılar.

27 Eylül 2009 Pazar

2 jeton

7 civarıydı saat sanırım , sıkıntıdan lunaparka gittim,
sevmediğim halde hiç.
sağda dönen motorsikletler yoktu artık , ileriye taşımışlar.
pamuk şeker almaya yönelirken 3 kişilik bir aile gördüm..
babası oğluna şart koşarken "en fazla 2 jeton , daha fazlasına ısrar etmek yok bak , bi daha getirmem" derken.. nah getirmezsin dedim. duymadı sanırım.
çocuk ilk jetonunu motorsikletlere harcama konusunda yoğun bir kederli düşünce sonucu karar kıldı.. 1 hakkı giderkenki hüzün duyduğunu öyle iyi bilirdim ki..
onca ışık arasında mutluydu aslında.. ışıklar için orda olduğuna 1 e 10 bahse varım bebek.
ve bir jeton gitti.. küçük mimik değişiklikleriyle , babasının bunu hissedip 2 jeton sınırını tekrar tembihlemesi bir oldu.. ben de elimdeki pamuk şekeri tıkınıyordm tam.
cebime baktım , 2 lira gitti pamuğa , kaldı 3. bi tane jeton aldım .. kendimeydi aslında , sonra diğer kendimi görüp , hafiften yaklaştım.. (paramı sıfırlamamın hüznünü zerre yaşamadım.)
"dostum adın ne?"
- baktı sadece.. ne olduğunu kavrayamadı sanırım..
eğilip yanaklarını sıkarken.. "cem?" dedi..
"nası keyifler " dedim.. annesi ve babasını görmezden geliyordum bi yandan..
aslında bu özgüvene kolay kolay sahip olamazdım ben..
ve sonra elimin arkasında tuttuğum jetonu farkeden anneyle göz göze geldik , gülümsedi , ben de gülümsedim.. bu onaydı , evet jetonu verebilirsin demekti bu.
bu destekle çocuğa"motorsiklete binmekle gösterdiği cesaretin ödülü olan" jetonu uzattım.. parladı gözleri, yansıtmadı çok mutluluğunu , heyoo diyip koşuşturmadı yani. , ama çok çok sevindiğini iyi biliyorum gerçekten, ve "çok teşekkür ederim" demesi , bunu annesinin "teşekkür et abiye" demeden demesi.. bu yansıttı mutluluğunu.. 4 yaşında bi çocuğun "teşekkür ederim" den "çok teşekkür ederim"e terfi edebilmesi nezakettir.. o çocuk adam olurdur.o çocuk mutlu olurdur.
ahtapota binseydim bu kadar mutlu olamazdım.. üstelik bu sayede miğdem de bulanmadı.. öptüm .. iyi akşamlar dedim . "çok teşekkür ederiz" dedi baba.. sanki bağış yapmışcasına.. maddi durumlarının berbat olduğunu düşünmüyorum çok harika olduğunu da düşünmüyorum , ama 2 jetonluk sınırın , cem için ne kadar sinir bozucu olduğunu , ve aslında her seferinde 2 jetondan sonraki , hadi bi jeton daha , bi jeton daha derken 7 ye çıkmasının ne kadar yanlış olduğunu da biliyorum..ve çıkmaması gerektiğini de.. ama 3 de anlaşılmalı (: 3 iyidir.
bi de pamuk alsınlar ama (:
Dolmuşa bindim bugün ben. Boş olan yere oturdum.gitti dolmuş.. biraz daha..
2 tane kız bindi.. biri 10 diğeri 7 yaşlarnda.. varsak tarafında olmalılar. fizikten böyle düşündüm.
önce birini ve t-shirt ünü gördüm. eski haldeydi , tasarımcılarını düşündüm böyle t-shirtleri tasarlayıyorlar da hoşlarına mı gidiyor acaba diye.. sonra kardeşini gördüm.. altın rengi küpesi vardı.. ikisinin de saçları kısa , yüksek olasılıkla annesi tarafından kesilmiş bakımsız saçları..
belki annesi yok.
bunu beğeniyor mu gerçekten diye düşündüm küpe hakkında, sonra bizimkileri...
"bizimkiler" , benimseyemediğim moda ikonu dostlar. evet.
takarlar mı böyle küpe dedm.. yok artık.
sonra babaları geldi arkalarından , babasını gördüğümde kaynar sular aktı kafamdan.
gözlerm dolu dolu oldu utandım kendimden.. çok utandım
saçları darmadağın , gelişigüzel kesilmiş.. bıyıkları düzensiz.. bakışı ve yüz hatlarının toprağı anımsattığı..
keder hissettiren bir baba gördüm..
belki kızlara bakmakla mükellef olan bir dayı , amca
. ağladım birden. utanç , kendime acıdım.
özür dileyip indim dolmuştan , anlamsız bakışlar eşliğinde.

23 Eylül 2009 Çarşamba

OKUUUMA!

  • Aman yarappi. kendimden korkar oldum ya ben. kendimden korktum ya ben. netice şöyle gelişti hocam , facebook ana sayfasında geziniyorum ele avuca sığar bişiy var mı diye.
    sonuç? e tabi yok grup paylaşıp durmuşlar. ama bi birey gördüm. "Antalyada kro görmek istemiyoruz" diyor. avatarına bakıyorum.web cam le gömleğin iliklerini açmış.(yok mausla fermuarını çekmiş) , tekrar alıyorum , gömleğinin üst düğmelerini açmış.saçı dikmiş.komik.web camle
    çekmiş.15 tane çekmiştir beğendiğini koymuştur bence.. tamam. alttaki süperpaylaşıma bakınca "kavga olsa da izlesek" diye grup açılmış.şimdi resimlere baktım.
    tiksindim.yazmıyorum.okuma..OOKUUMA!devam etmiyorum yazıya.. Sırf emeğim boşa gitmesin diye yayınlıycam. okuma.lütfen. ben emeğimi yayınlarım. sen okuma.çünkü okuyunca da hiç dikkat çekmedi bu. okuma.. OOOOKUUMA!

22 Eylül 2009 Salı

Ronaldovski


Futboldaki profesyonelliğimi , 8. sınıf öğle aralarında yaptığımız maçlarda kaleci olmamdan ,
degaj dikemezsin dediklerinde degaje ne lan? diye sormamdan.. ve maç bitmeden sıkılıp okula dönmemden anlayabilirsiniz. hakan mert, halı saha varsa çağırın lan?

19 Eylül 2009 Cumartesi

Hipnotizeedicisaçtelivarmış.

Bildiyin hipnotize edici saç teli var. bunu gördüm. şahit oldum.
sahip olunan baş omzuma yaslandığında vücutısım katlandı .
dizimtitredi.
güzel de oldu resmen.

18 Eylül 2009 Cuma

gülşah sevmek.

gülşah sevdim ben.
söyliyim dedim çok hem .

arakibutirofobi

arakibutirofobi var. çok komik bence.
neymiş?
yer fıstığı ezmesi yerken damağa yapışmasından korkmakmış.
yok artık lan.
bbreh.çüş.
bu varsa belki tıbbi olarak kanıtlanmamış onlarca fobi de vardır. bülentofobi de vardır.
bence var.
bende var.

15 Eylül 2009 Salı

6 25

Yalvaran bir çocuk görüyor.Yapıyor bunu.
Annneeağ. enneeağ.Bincem benene bi kere bi jeton anneaağ.
Kapıdaki uzay uçmalı süper saldırılı jetli jetonlu alet. annnnnneeağ!
Herkesin suratı madırfakırlı. Böyle pis bakıyor.
Ersin karabulut var ya. sandık içi. son çizdiği sayılarda kaza yapan kızın annesi gibi bakıyor herkes.
Ya da kavak yelleri midir nedir grup dizisi. Orda efe vardı ölmüş sanırım mallar bi o vardı adam gibi. onun da annesi gibi. pis surat
kaşlar çatık.
havadan mıdır nedir.hayvan mıdır nedir
yağmur başlamak üzre gibi.
Ve bi ses duyuyor. oo görls.. kome on , eviriting free , hiyır is may pleys.. may rum nambır 231.
evet yavşak garson.
ve yürüyor yağmurun dinmeyeceğini anlayınca..
.
yetişmesi gereken bi ödev , ve autocad komutları.
gözlerinin önünde tıkır tıkır böyle metriksin yeşil yazısı gibi. gözünü kapatınca tiridimeks görür halde
atatürk caddesi'ndeki oopsun karşısıdaki durakta bekliyor.
bekliyor..
bekliyor..
Mustafa Akaydın'ın el atması gereken bu güzergahta.. bekliyor..
bekliyor..
ve geliyor minibüs..sonunda..tıklım tıklım. abbov.
75 kuruş veriyor. antkartı da çöpe atmış artık kullanılmıyor diye.
ama o da nesi? antkartı göstermeden çok para verirsin gardaş.
çok para veriyor. 60 kuruş. giriyor. resmengiriyor.
hüzün sarıyor.
onun da suratı madırfakır oluyor.

. Devamı bile var ki

Yiğidim Aslanım



Yok. yok .başka da bişiy demiyorum.
Böyle bir şarkı yok. başka yok. bir tane var. yok .

Dinlemeyen akli dengesi yerinde insan . yok.

Lütfen.bak.bir kişi olsun , bir kişi dinler. başkasına dinletir.
Yiğidim Aslanım .
Çok çok beğenirim. Çok hem de.
Sevgiler.Ayrıca 2 kişi izlemiş beni. hilal biri deatly_oath sanırım diğeri.
siz bir ilksiniz. sevgiler .


14 Eylül 2009 Pazartesi

Son çare . kıliyır alt del.

Hatırlarım anasınıfımda bilgisayar aldı babamlar.
maryo vardı ya hani. 4. bölümünden sonrası olmayan oyun.
"bilgisayar maryosu" denirdi..
bilgisayarı ilk öğrenme çabalarım ..
ilk önce ailecek sağ üstteki "çarpı" yı keşfettik. bu kapatırdı.
sonra maryoda sinirlenince bastığım "esc" tuşunu keşfettim.. Ukala üst komşumun "eskeyp"iydi benim "esece"m.
git gide şartlar zorlaştı.
Alt+F4 le tanıştım. kapatırdı bu da.
hayran kalırdım. bu gün ef dört dediğim kombinasyon ; o gün fe dört. olarak telafuz edilirdi.
Türkçe'm de benliğim kadar saftı o dönemler sanırım.
ve son olarak "görev yöneticisi"!
bu son çareydi..
kurtarıcı meleği.
bunu kullanmadan önce bile hala tereddüt ederdim.
bu kurtarıcı meleği .. çok alakasız 3 tuşun kombinasyonu olduğu halde , nasıl bu denli yaygın olarak herkesce kullanılabilir? soruyorum sana lan. kullanma . benim meleğim. kurtarıcım benim sana ne !
evet ctrl+alt+delete ..
ama en garibiyse ctrl.. yıllarca evrim geçirdi bu tuş.. maryo dönemimde "ceterele"ydi..
bi aralar "kıliyır" oldu.. nasıl oldu? ne kıliyırı..işte buna anlam veremiyorum.
ve son olarak kontrol alt delet.
delete bile değil. o bile delet olmuş.

6 civarı saat. akşam olmaya yakın.. kasvet var. ne biçim hele.

yağmur yağmış.dinmiş .

yağmış

dinmiş

.o dakika yağmıyor. gündüzler kısalmış , hava kararmaya yakın..

kulağında kulaklığı , kalın , keten pardesüsü .. otisaabi gibi diyil yanlız..daha salaş , bi kaç noktası yanmış..

pantolonu var.. sulanmış zeminden vıcık vıcık içine aldığı suyu sızdıran çamur yeşili converse ayakkabısı..

beresi var . kahverengi gibi sarıya yakın. bok gibi. o renk.

atkı sarmış fular gibi. üniversite öğrencisi zannederim.. muhtemelen kulaklığında , böğürmesi söz konusu olan bir hard rock solisti var..çantasına sığmayan bi T cetvel ..

mimarlık öğrencisi olabilir. olabilir bu.. sakallarından saç. saçlarından sakal yapmış..

bu salaşlığı seviyorum.

elinde aşırdığı , yağmurda ıslanmasın diye defterlerinden bile daha dikkatlı koruduğu , çok değerli sigarası.. markası onun için önemli bile değil sanıyorum.

beleş sigarası..

selekler çarşısının kapısına sinmiş , üflediği dumanında oluşan şekilleri tarıyor..

beklentisizce bekliyor. çay parası değerli . üstteki her kadına asılan yavşak garsonlu cafeye oturmak gibi bir niyeti yok..

belki var.

parası yok.

belki var.

Devamı haftaya...